Faiz Koridoru Nedir? Merkez Bankası Faiz Koridoru Alt ve Üst Bandı
Faiz koridorunun ne olduğu, ne işe yaradığı, alt ve üst bant arasındaki farklarının yanı sıra faiz koridorunun piyasaya tüm etkileri burada!- Faiz Koridoru Nedir?
- Faiz Koridoru Ne İşe Yarar? Neden Kullanılır?
- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Faiz Koridoru Alt ve Üst Bandı Arasındaki Fark Nedir?
- Merkez Bankası Neden Politika Faizi Yerine Faiz Koridoru Kullanır?
- Gecelik Faiz Mekanizması: Borçlanma ve Borç Verme
- Geç Likidite Penceresi (GLP) ve Faiz Koridoru İlişkisi
- Faiz Koridorunun Genişlemesi veya Daralması Piyasayı Nasıl Etkiler?
- Faiz Koridoru Kararları Önceden Tahmin Edilebilir mi?
Para politikası kararları, piyasadaki faizlerin seyrini ve finansal dengeleri doğrudan etkilerken, bu sürecin temel araçlarından biri olan faiz koridoru, Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri yönlendirmek amacıyla kullandığı bir sistem olarak öne çıkmaktadır.
Bu yazımızda faiz koridorunun ne olduğunu, ne işe yaradığını, neden kullanıldığını, alt ve üst bant arasındaki farkları ele alacağız. Ayrıca gecelik borçlanma faizinin ne olduğuna, nasıl belirlendiğine ve faiz koridoru ile arasındaki ilişkiye değineceğiz. Son olarak faiz koridorunun genişlemesi veya daralmasının piyasayı nasıl etkilediğini kapsamlı bir tablo halinde sunacağız.
Faiz Koridoru Nedir?
Faiz koridoru, Merkez Bankası’nın bankalarla yaptığı gecelik borç alma ve borç verme işlemlerinde uygulanan en yüksek ve en düşük faiz oranı arasındaki kısmı ifade eder. Faiz koridoru sisteminde Merkez Bankası; likidite fazlası olan bankalardan hangi faiz oranında borç alacağını ve likidite ihtiyacı olan bankalara hangi faiz oranında borç vereceğini ilan etmektedir. Bu iki faiz oranı arasında kalan aralık faiz koridorunu oluşturur ve gecelik faizler bu doğrultuda şekillenir. Bu nedenle Merkez Bankası’nın faiz koridorunu daraltıp genişletmesi halinde politika faizini değiştirmeye gerek kalmadan piyasaya müdahale edilebilmektedir.
Net Bakiye
₺514.646,57
Oran i
%40,50
Net Kazanç
₺14.646,57
Faiz Koridoru Ne İşe Yarar? Neden Kullanılır?
Faiz koridoru, Merkez Bankası’nın piyasadaki para arzını tek bir faiz oranına bağlı kalmadan daha esnek ve etkili biçimde yürütmesi amacıyla kullanılmaktadır. Piyasalardaki likidite oranları ve kısa vadeli faizler stabil bir şekilde ilerlemediği için sadece politika faizinin esas alınması yeterli değildir.
Faiz koridorunun ne işe yaradığı şu şekilde sıralanabilir:
- Piyasa faizlerinin belirli bir alt ve üst sınır içinde oluşmasını sağlar.
- Kısa vadeli faiz oranlarındaki aşırı dalgalanmaları sınırlar.
- Likiditeyi dengeler ve para akışını düzenler.
- Merkez Bankası’nın para politikasını daha esnek ve etkili bir şekilde uygulamasına imkan tanır.
- Enflasyonla mücadelede politika faizini destekleyici bir araç olarak kullanır.
- Finansal piyasalarda öngörülebilirlik ve istikrarın güçlenmesine katkı sağlar.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Faiz Koridoru Alt ve Üst Bandı Arasındaki Fark Nedir?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz koridorunda yer alan alt bant ve üst bant, bankaların Merkez Bankası’yla yaptıkları gecelik işlemlerde uygulanan faizleri ifade eder. Alt bant, likidite fazlası olan bankaların paralarını TCMB’ye verdiklerinde kazandıkları faizdir. Taban faiz olarak da bilinen alt bant, aynı zamanda piyasa faizlerinin aşağı yönde hareket etmesini engeller. Üst bant ise bankaların likidite ihtiyacı oluşması halinde TCMB’den borç alırken ödenen faizdir ve piyasa faizlerinin daha fazla yükselmesini engeller.
Alt bant ve üst bant arasındaki fark ise faizlerin piyasada ne kadar aşağı ya da yukarı hareket edebileceğini gösterir. Faiz koridorundaki fark dar olduğunda, yani alt bant ile üst bant birbirine çok yakın olduğunda, bankalar faiz konusunda çok fazla seçenek bulamaz. Bu nedenle piyasada oluşan faiz oranları benzer seviyelerde seyreder, ani iniş çıkışlar görülmez ve faizlerin nereye gideceği öngörülebilir.
Bu iki oran arasındaki farkın geniş olması halinde ise TCMB, bankalara bazen daha pahalı, bazen daha ucuz fonlama yaparak faizleri istediği yöne doğru yönlendirebilir. Yani Merkez Bankası, piyasaya daha kolay müdahale edebilir ve faizleri yukarı veya aşağı çekmek için daha fazla hareket alanına sahip olabilir.
Merkez Bankası Neden Politika Faizi Yerine Faiz Koridoru Kullanır?
Merkez Bankası, her ekonomik durumda doğrudan politika faizini değiştirme yoluna gitmek istemediği için faiz koridorunu kullanır. Bunun asıl sebebi, politika faizinin değiştirilmesinin piyasalar tarafından güçlü ve kalıcı bir yön değişikliği olarak algılanmasıdır.
Oysa bazı dönemlerde Merkez Bankası, ekonominin genel yönünü değiştirmeden yalnızca kısa vadeli faizleri ve piyasa koşullarını ayarlamak ister. Faiz koridoru bu noktada devreye girer ve Merkez Bankası’na, politika faizine dokunmadan faizleri yukarıya ya da aşağıya doğru kontrollü biçimde yönlendirme imkanı tanır.
Bu noktada faiz koridoru sayesinde Merkez Bankası, bankalara kimi zaman daha pahalı, kimi zaman daha ucuz kaynakla fon sağlayarak piyasa faizlerinin gidişatını belirleyebilir. Böylece politika faizi referans olarak korunmaya devam ederken, piyasadaki fiili faizler ihtiyaç duyulan seviyeye çekilebilir.

Gecelik Faiz Mekanizması: Borçlanma ve Borç Verme
Gecelik faiz mekanizması borçlanma ve borç verme kavramları ile iç içedir. Gecelik borçlanma, bankaların gün sonunda ellerinde fazla nakit bulunması halinde bu parayı Merkez Bankası’na bir geceliğine vermesi işlemidir. Bu işlem karşılığında bankalar, Merkez Bankası tarafından belirlenen borçlanma faizi üzerinden getiri elde eder. Böylece bankalar, gün sonunda ellerinde kalan fazla nakiti kısa vadeli ve risksiz bir şekilde değerlendirmiş olur.
Gecelik borç verme ise gecelik borçlanmanın aksine bankaların gün sonunda nakit ihtiyacı yaşaması durumunda Merkez Bankası’ndan bir geceliğine borç alması anlamına gelir. Bankalar bu işlem için Merkez Bankası’na borç verme faizi öder. Bu mekanizma, bankaların kısa vadeli nakit açıklarını kapatmasını sağlarken, para piyasasında günlük nakit dengesinin korunmasına da yardımcı olur.
Gecelik Borçlanma Faizi Nedir?
Gecelik borçlanma faizi, bankaların gün sonunda ellerinde bulunan fazla likiditeyi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na bir geceliğine yatırmaları karşılığında elde ettikleri faiz oranıdır. Bu faiz, bankalar için risksiz bir getiri imkanı sunmaktadır.
Öte yandan gecelik borçlanma faizi, piyasadaki faizlerin aşağı seviyelere düşmesinin önüne geçen bir alt sınır işlevi de görür. Merkez Bankası, gecelik borçlanma faizi aracılığıyla sistemdeki fazla parayı çekerek likiditeyi dengede tutar ve kısa vadeli faizleri kontrol altına alır.
Gecelik Faiz Oranı Nasıl Belirlenir?
Gecelik faiz oranı, Merkez Bankası’nın belirlediği faizler ve piyasadaki likidite koşullarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Merkez Bankası, gecelik borçlanma faizi (alt bant) ve gecelik borç verme faizi (üst bant) ile faizlerin hareket edebileceği aralığı belirlemektedir. Faiz oranı, bankaların o günkü nakit fazlası veya nakit ihtiyacına göre bu aralık içinde şekillenir.
Sistemde likidite fazlası olması halinde gecelik faizler alt banda daha yakın olurken, likidite ihtiyacı olması halinde üst banda yaklaşır. Bankaların hangi faiz oranı üzerinden borç alarak likidite sağladığına bağlı olarak Merkez Bankası gecelik faizlerin seviyesini fiilen yönlendirir.
Gecelik Faiz ile Faiz Koridoru Arasındaki İlişki
Gecelik faiz ile faiz koridoru arasında doğrudan bir ilişki söz konusudur. Faiz koridoru, gecelik faiz oranının hangi alt ve üst sınırlar arasında oluşabileceğini belirleyen bir aralığı ifade eder. Gecelik faiz ise bankaların Merkez Bankası ile yaptıkları bir gecelik işlemler sonucunda ortaya çıkar ve bu oran genellikle faiz koridorunun içinde yer alır.
Bu noktada Merkez Bankası, likiditenin miktarını ve faiz oranını ayarlayarak gecelik faizi, faiz koridorunun altına, ortasına ya da üstüne yönlendirebilir. Başka bir deyişle gecelik faiz, faiz koridorunun piyasadaki bir yansımasıdır.
Geç Likidite Penceresi (GLP) ve Faiz Koridoru İlişkisi
Geç likidite penceresi (GLP), faiz koridoruyla doğrudan ilişkili olan ve bankaların gün sonunda ortaya çıkan acil likidite ihtiyaçlarını karşılamak için Merkez Bankası’ndan yararlandığı bir seçenektir. Ancak geç likidite penceresinde uygulanan faiz oranı, genellikle faiz koridorunun üst bandının çok daha üzerinde belirlendiği için bankalar için daha maliyetli bir seçenektir.
Diğer yandan GLP’nin aktif kullanılması halinde Merkez Bankası, bankaları daha pahalı kaynağa yönlendirerek piyasadaki gecelik faizleri yukarıya çekebilir. Bu sayede politika faizini değiştirmeye gerek kalmadan faiz koridorunun üst sınırı genişletilerek paranın maliyeti artırılır.
Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM) Nedir?
Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti (AOFM), bankaların Merkez Bankası’ndan sağladıkları tüm fonların ortalama faiz maliyetini gösteren bir ifadedir. Merkez Bankası, bankalara farklı vadelerde ve farklı faiz oranlarıyla fonlama yapabildiği için AOFM, bu fonlamaların her birinin tutarı dikkate alınarak hesaplanır ve piyasaya fiilen uygulanan faiz seviyesini yansıtır. Ayrıca AOFM, sermaye bütçelemesi ve finansal performansların değerlendirilmesinde de kritik bir öneme sahiptir.
Geçmiş dönemlerde AOFM hesaplamasına aylık repo faizi de dahil edilmekteydi. Ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2013 yılında aylık repo işlemlerine son verdiği için bu tarihten sonra aylık repo faizi AOFM hesaplamasından kaldırılmıştır. Günümüzde AOFM, sadece ağırlıklı olarak politika faizi, gecelik fonlama ve diğer kısa vadeli likidite araçları üzerinden oluşan fonlama maliyetlerini yansıtmaktadır.
Bankaların Borçlanma Maliyetleri Faiz Koridorundan Nasıl Etkilenir?
Bankaların borçlanma maliyetleri, faiz koridorunda belirlenen alt ve üst sınırlara göre şekillenir. Faiz koridoru, bankaların Merkez Bankası’ndan borç alırken ödeyebileceği faizin en düşük ve en yüksek seviyesini belirler. Merkez Bankası’nın bankalara sağladığı fonlamanın faiz seviyesi düştüğünde borçlanma maliyetleri azalır; fonlamanın daha yüksek faizli kaynaklardan yapılması durumunda ise borçlanma maliyetleri artar.
Diğer yandan faiz koridorunun genişliği de önemlidir. Koridor dar olduğunda bankalar genellikle benzer faizlerden borçlanır ve maliyetler daha öngörülebilir olur. Koridor geniş olduğunda ise bankaların hangi faiz üzerinden borçlanacağı farklılık gösterebilir. Bu da borçlanma maliyetlerinin dalgalanmasına neden olur.
Faiz Koridorunun Genişlemesi veya Daralması Piyasayı Nasıl Etkiler?
| Kriter | Faiz Koridorunun Genişlemesi | Faiz Koridorunun Daralması |
|---|---|---|
| Koridor Yapısı | Borç alma ve borç verme faizleri arasındaki fark büyür. | Borç alma ve borç verme faizleri arasındaki fark azalır. |
| Para Politikası Duruşu | Daha sıkı ve temkinli para politikası uygulanır. | Daha gevşek ve destekleyici para politikası uygulanır. |
| Merkez Bankası’nın Piyasa Mesajı | Enflasyonla mücadele ve talep kısıtlama önceliklidir. | Büyümeyi ve finansal akışı destekleme önceliklidir. |
| Bankaların Fonlama Davranışı | Bankalar daha temkinli borçlanır. | Bankalar daha rahat borçlanır. |
| Bankaların Fonlama Maliyeti | Artar, özellikle üst bandın yükseldiği durumlarda maliyet daha da yükselir. | Azalır. |
| Gecelik Piyasa Faizleri | Dalgalanma artar, üst banda yaklaşabilir. | Daha dar bantta öngörülebilir şekilde seyreder. |
| Likidite Koşulları | Likidite sıkılaşır, piyasaya çıkan para azalır. | Likidite artar, piyasaya çıkan para çoğalır. |
| Kredi Faizleri | Kredi faizlerinde yükseliş eğilimi görülür. | Kredi faizlerinde düşüş eğilimi görülür. |
| Mevduat Faizleri | Yukarı yönlü baskı oluşur. | Görece düşük seviyelerde seyreder. |
| Finansal Piyasalara Etkisi | Risk iştahı azalabilir, temkinli görünüm oluşur. | Risk iştahı artabilir. |
| Enflasyon Üzerindeki Etki | Enflasyonist baskılar azaltılmaya çalışılır. | Enflasyonist baskılar artabilir. |
Faiz Koridoru Daralırsa Dolar Ne Olur?
Faiz koridorunun daralması durumunda, genellikle para politikasında daha öngörülebilir ve esnek bir duruş algısı oluşur. Bu daralma, bankaların fonlama maliyetini düşürürken piyasadaki likiditeyi artırır. Likiditenin artması ve faizlerin görece düşmesi, yerel para biriminin getirisini azaltabileceği için dolar talebinde artış görülebilir. Bu senaryoda, daha güçlü dengeleyici faktörler yoksa Dolar yukarı yönde bir hareket sergileyebilir.
Öte yandan faiz koridoru dışında; enflasyon beklentileri, politika faizi seviyesi, sermaye giriş-çıkışları, küresel dolar endeksi ve merkez bankasının iletişimi gibi unsurlar da Dolar üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, yalnızca faiz koridorunun daralmasına bakarak doların yükseldiği sonucuna varmak doğru değildir.
Faiz Koridoru Daralırsa Piyasada Likidite Artar mı?
Evet, genel olarak faiz koridorunun daraldığı durumlarda piyasada likiditenin artması beklenir. Koridorun daralması, bankaların hangi faiz aralığında fonlanacağı konusundaki belirsizliği ortadan kaldırır. Bu sayede, fonlama maliyetleri düşer ve bankalar Merkez Bankası’ndan kolaylıkla borç alabilir.
Özellikle üst bandın aşağı çekildiği durumlarda, bankaların borçlanma maliyeti azalırken, kredi verme iştahı artar. Alt bandın yukarı çekilmesi durumunda, bankaların fazla paralarını Merkez Bankası’nda değerlendirmeleri daha az cazip hâle gelir. Bu nedenle bankalar, likiditelerini merkez bankasında tutmak yerine kredi verme, para piyasalarında değerlendirme veya finansal işlemler yoluyla piyasaya yönlendirmeyi tercih edebilmektedir.
Koridorun Üst Bandı Aşılabilir mi?
Evet, koridorun üst bandının kısa süreli olarak aşılması mümkündür; ancak bu durum kalıcı değildir. Üst bant, Merkez Bankası’nın bankalara borç verirken uyguladığı en yüksek gecelik faiz oranı anlamına gelir. Normal koşullarda piyasa gecelik faizlerinin üst bandı aşması mümkün değildir.
Ancak piyasada beklenmedik ve geçici likidite sıkışıklıklarının yaşanması durumunda faizler, kısa süreli olarak üst banda çok yaklaşabilir veya teknik sebeplerden kaynaklı olarak üst bandı aşmış gibi görünebilir. Bu tür kriz durumlarında Merkez Bankası, genellikle likidite sağlayıcı hamleler yaparak faizleri yeniden faiz koridorunun içine çekmektedir.
Üst Bandın Artırılması Gizli Bir Faiz Artırımı mıdır?
Hayır, üst bandın artırılması, gizli bir faiz artırımı değildir; ancak piyasaya etkileri açısından çoğu zaman gizli bir faiz artırımı olarak değerlendirilmektedir. Üst bandın yükselmesi, bankaların Merkez Bankası’ndan borçlanırken karşılaşacağı en yüksek maliyetin artması anlamına gelir.
Bankaların fonlamalarını ağırlıklı olarak bu kanaldan sağlaması halinde, ortalama fonlama maliyeti yükseldiği gibi kredi ile mevduat faizleri üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşur. Dolayısıyla politika faizinde bir değişiklik olmasa dahi piyasada sıkılaşma algısı meydana gelir. Merkez Bankası bu yöntemi genellikle açık bir faiz artışı yapmadan para politikasını sıkılaştırmak ve piyasaya daha esnek bir mesaj vermek amacıyla kullanmaktadır.
Faiz Koridoru Kararları Önceden Tahmin Edilebilir mi?
Faiz koridoru kararları belirli ölçüde öngörülebilir olsa da net ve kesin bir şekilde tahmin edilmesi zordur. Merkez Bankası, faiz koridoru kararları alırken pek çok faktörü dikkate almaktadır. Bunlar; enflasyon eğilimi, piyasadaki likidite durumu, kredi büyüme hızı, döviz kurlarındaki hareketler ve küresel finansal koşullar gibi temel göstergelerdir. Bu alanlarda oluşan sinyaller, koridorun daraltılması ya da genişletilmesi yönünde piyasalara ipuçları verebilir.
Yatırımcılar İçin Faiz Koridoru Analizi: Üst Bant Neden Önemli?
Yatırımcılar için faiz koridorunun üst bandının pek çok önemi bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Üst bant, bankaların Merkez Bankası’ndan borçlanırken karşılaşacağı en yüksek faiz maliyetini gösterdiği için piyasada kısa vadeli faizlerin ulaşabileceği seviyeye dair önemli bir referans oluşturur.
- Üst bant, politika faizi değişmese bile para politikasındaki sıkılığın derecesini yansıttığı için piyasalar tarafından örtük bir sıkılaşma sinyali olarak algılanır.
- Üst bant, bankaların fonlama maliyetini doğrudan etkilediği için kredi ve mevduat faizleri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabilir.
- Üst bant, gecelik ve kısa vadeli faizlerin hareket alanını belirlediği için para piyasası fiyatlamalarında temel bir eşik olarak kabul edilir.
- Üst bant, likidite koşullarını sıkılaştırıcı etki yaratabildiği için riskli varlıklara yönelik iştah azalabilir.
- Üst bant, faiz beklentilerini şekillendirdiği için tahvil, hisse senedi ve döviz piyasalarında fiyatlamalar bu seviyeye göre yeniden yapılabilir.








